Tom, komitenin başkan vekili oldu.
 - Tom became the acting chairman of the committee.
O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
 - He isn't really sad; he's only acting.
Ben rol yapmayı ve şarkı söylemeyi severim.
 - I love acting and singing.
Jane on bir yaşından beri filmlerde oyunculuk yapıyor.
 - Jane has been acting in movies since she was eleven.
On bir yaşından beri, Jane filmlerde oyunculuk yapıyor.
 - Jane has been acting in films since she was eleven.
Bugün bir kral gibi davranan bir çocuk yarın bir zalim gibi davranır.
 - Today a child acting like a king, tomorrow a tyrant.
Patlamadan hemen önce, şüpheli bir biçimde davranan bir adam görüldü.
 - A man was seen acting suspiciously shortly before the explosion.
Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
 - Her acting is on the level of a professional.
Tom Hollywood'ta bir oyunculuk işi aldı.
 - Tom got an acting job in Hollywood.
Ben rol yapmayı ve şarkı söylemeyi severim.
 - I love acting and singing.
Ben senin rol yapma şeklini beğenmiyorum.
 - I don't like the way you're acting.