Definition of pref. many, various; composed of many parts; multiple in English Turkish dictionary
- multi
- pref. çok
- multi
- katlı
Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.
-The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse.
Bu çok katlı bir binadır.
-This is a multi-storey building.
- multi
- çok
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
-But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
-Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- multi
- 'Çok' anlamı veren önek
- multi
- önek çok, mülti-
- multi
- çoklu
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
-The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Çoklu görevde iyi değilim.
-I'm not good at multitasking.
- multi
- çok-, çoklu-
- multi
- mülti
- multi
- [önek] "çok" anlamını veren bir önek
Related Terms
Definition of pref. many, various; composed of many parts; multiple in English English dictionary
- multi