Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand

listen to the pronunciation of pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand
English - Turkish

Definition of pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand in English Turkish dictionary

pre
önek önce, ön
pre
ön

Onun görüşü önyargısızdır. - His opinion is free from prejudice.

Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz. - Complete the following form to know who you could have been in a previous life.

pre
evvel
pre
öncesi

Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir. - Admission is free for preschool children.

Tarih öncesi heykelcilik çok farklı şekillerde yorumlanmış. - Prehistoric figurines have been interpreted in many different ways.

pre
önceden

Biz önceden aperatifleri hazırladık. - We prepared snacks beforehand.

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

pre
önceki

Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi. - The index rose 4% from the preceding month.

Onunla önceki gün tanıştım. - I met him on the previous day.

pre
pref. önce
pre
ön-
English - English
pre
pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand
Favorites