My uncle is a practicing dentist.
Tom showed up late to practice yesterday.
 - Tom dün pratik yapmak için geç geldi.
He used every chance to practice English.
 - İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
I want to practise my English.
 - İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
He usually wants to practise his English on me.
 - O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
Tom practised his speech in front of the mirror.
 - Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.
I want to practise my English.
 - İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
He usually wants to practise his English on me.
 - O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
I think you've practiced enough.
 - Sanırım yeterince pratik yaptın.
Andy must have practiced very hard.
 - Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.
Can you practice Japanese with me?
 - Benimle Japonca pratik yapar mısın?
Tom practices playing the bassoon every day.
 - Tom her gün fagot çalarak pratik yapar.
He used every chance to practice English.
 - İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
I want to practice with you.
 - Sizinle pratik yapmak istiyorum.