Göz damlamı yanımda getirmeliydim.
 - I should have taken my eye drops with me.
Göz damlası satın almak istiyorum.
 - I'd like to buy eye drops.
Ansızın büyük yağmur damlaları karanlık gökyüzünden düşmeye başladı.
 - All of a sudden, large drops of rain began falling from the dark sky.
Kısa bir sağanaktan sonra su damlaları ağaç yapraklarında parlıyordu
 - Drops of water glistened on the leaves of the tree after the brief downpour.