plenty-of

listen to the pronunciation of plenty-of
English - Turkish
bol miktarda

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

bir dolu
pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Kalan pek çok şey var. - There's plenty of stuff left.

bol

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

yığınla
hayli

Tom'un hayli seçeneği var. - Tom has plenty of options.

Tom zaten hayli tehlikede. - Tom is in plenty of danger already.

çok

Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı. - Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.

Tom'un çok zamanı olmalı. - Tom should have plenty of time.

bolca

Tom'un bolca şansı vardı. - Tom had plenty of chances.

Tom bolca tavsiye alacak. - Tom will get plenty of advice.

English - English
a lot of -, much -
plenty-of

    Videos

    ... but there actually was plenty of will, ...
    ... And, Mr. Romney ' Governor Romney ' there'll be plenty of chances here to go on, but I ...
Favorites