Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
- This pencil cost me at least a hundred bucks.
Bunlar benim kalemlerim.
- These are my pencils.
O bana bir kurşunkalem verdi.
- She gave me a pencil.
Onun biri uzun ve diğeri biri kısa iki tane kurşunkalemi vardır.
- He has two pencils. One is long and the other one is short.
Bazı kurşun kalemler almalıydı.
- He should have bought some pencils.
Kurşun kalemlerin açılmalı.
- Your pencils need sharpening.
I am very busy today but I can pencil you in at 3 p.m.
I penciled it in my notebook.