Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın.
- You should try to forget your unhappy past.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir.
- This is the same old problem we've had the past three years.
Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.
- My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.
Üçü çeyrek geçe gelecekler.
- He'll come at quarter past three.
Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.
- Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.
Bence ben önceki hayatımda bir prensestim.
- I think that I was a princess in a past life.
Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var.
- I've had a lot on my mind these past few days.
Neredeyse her gün Tom'un evinin yanından geçerek yürürdüm.
- I used to walk past Tom's house almost every day.
Tom her zamanki yatma saatini geçecek şekilde yatmadı.
- Tom stayed up past his usual bedtime.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Geçmişte dünya düz olarak düşünüldu.
- In the past the world was thought to be flat.
Dün gece kızım saat bir buçuğa kadar eve gelmedi.
- Last night my daughter didn't come home until half past one.
O kan değil, domates salçası.
- It's not blood, it's tomato paste.
Herhangi biri pastayı gördü mü?
- Has anyone seen the paste?
Kitaplarda bütün geçmiş zamanın ruhu yatıyor.
- In books lies the soul of the whole past time.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Notu kapıya yapıştırdı.
- He pasted the notice on the door.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
- I stuck two sheets of paper together with paste.
past tense.
during the past year.
past Midnight.
past glories.