Tom ve Mary beş parasız.
- Tom and Mary are broke.
Tom'un ilk karısı onu aldattı, ve o, Mary ile tanıştığında beş parasızdı.
- Tom's first wife fleeced him, and he was broke when he met Mary.
O ayın sonunda her zaman züğürttür.
- He's always broke at the end of the month.
Züğürt olmasam onu alırdım.
- If I weren't broke, I'd buy it.
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
- Can you fix the broken radio?
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.
- My clock seems to be broken.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom says Mary is broke.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is broke.
Bu pencere kim tarafından kırıldı?
- By whom was this window broken?
Kayak yaparken bacağını kırdı.
- He broke his leg skiing.
Guenther: I guess the hat must have broke my fall.