Definition of paspas in Turkish English dictionary
- mop
Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.
-Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.
Please clean the floor with this mop.
-Lütfen bu paspasla zemini temizle.
- (Bilgisayar) woven mat
- (Askeri) swab
- (Otomotiv) floor mat
- carpet
- mop (used for cleaning or drying a floor); wet mop; dust mop, dry mop
- doormat
Fadil became like a complete doormat.
-Fadıl tam bir paspas gibi oldu.
Tom knew that Mary kept a key under the doormat.
-Tom Mary'nin paspasın altında bir anahtar bıraktığını biliyordu.
- welcome mat
There was a welcome mat in front of the door.
-Kapının önünde bir paspas vardı.
I looked for the key under the welcome mat and in the nearby flower pot.
-Anahtarı paspasın altında ve yakındaki saksının içinde aradım.
- mat
I tripped over the mat when I came in the house.
-Eve geldiğim zaman, paspasın üzerinde tökezledim.
I found the key underneath the mat.
-Anahtarı paspasın altında buldum.
- door mat
- doorscraper
- paspas yapmak
- mop
- paspas atmak
- mop the floor
- paspas bezi
- swob
- paspas bezi
- swab
- paspas etmek
- (Konuşma Dili) walk all over
- paspas yapmak
- to mop
- paspas yapmak
- to mop the floor; to wet-mop or dust-mop the floor
- paspas çekmek
- mop the floor
- iplik paspas
- mop
Related Terms
Definition of paspas in Turkish Turkish dictionary
- Ayakkabıların altını temizlemek için kapı önlerine konulan kıl, plastik vb.nden yapılmış yüzü tırtıklı silecek
- Yer silmekte kullanılan, özel olarak yapılmış bir sopa ve ona geçirilmiş bezden oluşan temizlik aracı
- köpen
- paspas yapmak
- Paspaslamak