Fırında çalışan kız şirin.
- The girl who works at the bakery is pretty.
Olmak istediğinizde oldukça şirin olabilirsiniz.
- You can be pretty charming when you want to be.
Sevimli olan bir kızı var.
- He has a daughter who is pretty.
Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.
- Most girls think that they are pretty.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
- That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşabilir.
- Tom can speak French pretty well.
Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor.
- Tom knows Mary pretty well.
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Tom'un bize inanmadığından epeyce eminim.
- I'm pretty sure Tom doesn't believe us.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
İngilizce çok zor, değil mi?
- English is pretty hard, isn't it?