over and above; distinct from; in addition to

listen to the pronunciation of over and above; distinct from; in addition to
English - Turkish

Definition of over and above; distinct from; in addition to in English Turkish dictionary

beside
yanında

Masanın yanındaki ne? - What's beside the desk?

Birkaç kız kapının yanında duruyor. - Several girls are standing beside the gate.

beside
{e} yanına

Senin yanına oturabilir miyim? - Can I sit beside you?

O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu. - She knelt beside him and asked him what his name was.

beside
{e} dışında

Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil. - It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.

O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır. - That store sells many things besides furniture.

beside
beside oneself kendinden geçmiş çılgınş beside the mark söz dışı
beside
{e} kıyasla
beside
{e} nazaran
beside
munasebeti olmayanş
beside
yanyana
beside
beside göre/yakın
beside
-e nazaran
beside
bitişiğinde
beside
oranla
beside
yanma
beside
-in yanında
beside
{e} başka

Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur. - I don't have any other hobbies besides football.

Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı? - Did Mary have any other children besides Jesus?

English - English
beside