orse

listen to the pronunciation of orse
English - Turkish

Definition of orse in English Turkish dictionary

otherwise
aksi halde

Şimdi gidelim. Aksi halde, geç kalacağız. - Let’s go now. Otherwise, we'll be late.

Hemen başladık, aksi halde onu kaybetmiş oluruz. - We started at once, otherwise we would have missed him.

otherwise
aksi takdirde

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.

Acele etsen iyi olur, aksi takdirde randevun için geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late for your appointment.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum. - Now that I am a teacher, I think otherwise.

Başka türlü yapamazdım. - I could not have done otherwise.

otherwise
bunun dışında

Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu. - Otherwise he had nothing to add.

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
otherwise
başka türlü

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü. - I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum. - Now that I am a teacher, I think otherwise.

otherwise
başkaca
otherwise
eğer olmazsa
otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll miss the train.

Acele etsen iyi olur, yoksa geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late.

otherwise
başka bakımlardan
otherwise
(zarf) yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla
otherwise
başka suretle
otherwise
yoksa, olmazsa, aksi takdirde
English - English
otherwise
'orse
Eye dialect spelling of horse