ormancılar

listen to the pronunciation of ormancılar
Turkish - English

Definition of ormancılar in Turkish English dictionary

orman
jungle

Tom used to live deep in the jungle. - Tom ormanın derinliklerinde yaşardı.

The rain fell soundlessly upon the jungle. - Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.

orman
{i} forest

Our artificial island isn't very well forested yet. - Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon. - Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

orman
{i} woods

He takes pleasure from long walks in the woods. - O, ormanda uzun yürüyüşlerden zevk alır.

The public is requested not to litter in these woods. - Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.

orman
wildwood
ormancı
forest engineer
ormancı
forest guard
orman
sylvan
orman
hurst
orman
forestry

Tom has a degree in forestry. - Tom'un ormancılık bölümünde bir derecesi var.

Tom has a degree in forestry. - Tom'un ormancılık alanında bir diploması var.

orman
forrest
orman
the jungle
orman
forestal
ormancı
forester
orman
forest, wood
orman
greenwood
ormancı
woodman
ormancı
forestry specialist
ormancı
forester; forest ranger
ormancı
Bushman
ormancı
woodsman
ormancı
forester, forest guard; forest engineer
Turkish - Turkish

Definition of ormancılar in Turkish Turkish dictionary

Orman
cengel
Orman
(Osmanlı Dönemi) MİHRAB
Orman
mesa
orman
Bu ağaçların bütünü
orman
Ağaçlarla örtülü geniş alan; bu ağaçların bütünü
orman
Ağaçlarla örtülü geniş alan: "Bitmez tükenmez bir orman, bir çalılık içinde gidiyorduk."- M. Ş. Esendal
ormancı
Orman mühendisi
ormancı
Kaba, görgüsüz kimse
ormancı
Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru