Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?
- I'm going to ask him for an autograph. Do you have anything to write with?
Mary yazı yazmak istedi.
- Mary wanted to write.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.
- You shouldn't write in library books.
Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
- Please write with a pen.
O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- He never fails to write to his mother every week.
Ann, şiir yazmayı sever.
- Ann likes to write poems.
O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- He never fails to write to his mother every week.
Ben bir mektup yazmak zorundayım.
- I have to write a letter.
İngilizce bir mektup yazmak böyle kolay değildi.
- It was not so simple to write a letter in English.