Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

operator () separating head from body in a clause

listen to the pronunciation of operator () separating head from body in a clause
English - Turkish

Definition of operator () separating head from body in a clause in English Turkish dictionary

neck
(Mühendislik) boyun

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı. - Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.

O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu. - When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.

neck
sarılmak
neck
berzah
neck
sarmaş dolaş öpüşmek
neck
kıstak
neck
yaka

Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı. - One of the detectives seized him by the neck.

Kediyi boynundan yakaladım. - I seized the cat by the neck.

neck
dil
neck
giysi boynu
neck
azami gayr
neck
{i} (elbisede) yaka
neck
boyun gibi şey
neck
(Tıp) Boyun, cervix
neck
iki kara parçasını birleştiren dil
neck
break ones neck boynu kırılmak
neck
{i} (şişede) boyun, boğaz
neck
{f} sarmaş dolaş olmak [amer.]
neck
keman sapı
English - English
neck
operator () separating head from body in a clause
Favorites