on; to

listen to the pronunciation of on; to
English - Turkish

Definition of on; to in English Turkish dictionary

on to
üzerine

Bugünkü kahvaltım: peynirli tost üzerine sahanda yumurta. - For my breakfast today: fried egg on toast with cheese.

Uçuş görevlisi Tom'un üzerine sıcak kahve döktüğü için özür diledi. - The flight attendant apologized for spilling hot coffee on Tom.

on to
üstüne

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

on to
haberdar
English - English

Definition of on; to in English English dictionary

on to
Used to indicate, or signpost, logical progression to a new topic in a talk or discourse

Let's go on to item 3 in the list.