oldu !

listen to the pronunciation of oldu !
Turkish - English

Definition of oldu ! in Turkish English dictionary

oldu
deal

Oldu (tamam, anlaştık) hadi hemen işe koyulalım - Deal, let's get down to work.

They said the deal was foolish. - Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

oldu
O.K
oldu
very well

We think someone, and we know very well who, used the boss's cup. - Birinin patronun fincanını kullandığını ve kim olduğunu çok iyi bildiğimizi düşünüyoruz.

I can read Chinese fairly well, but I can't write it very well. - Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam.

oldu
well

He got well acquainted with the history of Japan. - O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.

She sang pretty well. - O oldukça güzel söyledi.

oldu
ok, ok
oldu
ws
oldu
of was
oldu
happened to
oldu
well, very well, okay, OK
oldu
agreed

Tom agreed that Mary's suggestions were good ones. - Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.

Tom and Mary agreed never to talk about the incident. - Tom ve Mary olay hakkında hiç konuşmamakta hemfikir oldular.

oldu
okay

Any book will be okay as long as it is interesting. - İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır.

I'm glad you're okay. - İyi olduğuna sevindim.

oldu
done

I thanked him for what he had done. - Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.

I have no regrets for what I have done. - Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.