O, kahvaltısını sık sık orada yer.
 - She often eats breakfast there.
O, kahvaltısını sık sık orada yer.
 - He often eats breakfast there.
Bugünlerde sıkça bir enerji krizinden bahsediliyor.
 - We often hear about an energy crisis these days.
Yaşım hakkında sıkça yalan söylerim.
 - I often lie about my age.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
 - The transition from farm life to city life is often difficult.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
 - From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
 - Humility often gains more than pride.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
 - The transition from farm life to city life is often difficult.
Zenginler çoğu kez pintidirler.
 - The rich are often misers.
Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
 - Cheese often lures a mouse into a trap.
... oftentimes into harm's way. I know these folks and I know their families. So nobody ...
... I blog oftentimes because I just want to say ...