Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

offering itself at once; at hand; opportune; convenient; near; easy

listen to the pronunciation of offering itself at once; at hand; opportune; convenient; near; easy
English - Turkish

Definition of offering itself at once; at hand; opportune; convenient; near; easy in English Turkish dictionary

ready
hazır

Et henüz hazır değil. - The meat's not ready yet.

Neredeyse gitmeye hazırım. - I'm about ready to go.

ready
hazır para
ready
her günkü
ready
klişeleşmiş
ready
gündelik
ready
{s} eldeki
ready
hazır olma

Akşam yemeği hazır olmak üzeredir. - Dinner is almost ready.

Teknolojinin hazır olması 5-10 yıl alır. - It will take five to ten years for the technology to be ready.

ready
hazırlop
ready
gönüllülük
ready
mücehhez
ready
el altında
ready
anık
ready
(Askeri) HAZIR: Bir silahın doldurulmuş, hedefe tevcih edilmiş ve atışa hazır olduğunu gösteren bir terim
ready
{s} becerikli
ready
çabuk

Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir. - Hurry up! You should be ready by now.

ready
{s} hazırlıklı

Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız. - We ought to be ready for whatever comes.

Hazırlıklı bir konuşma yaptım. - I had a speech ready.

ready
(sıfat) hazır, amade, hazırlıklı, istekli, gönüllü, razı, çabuk, hızlı, becerikli, eldeki, kolay, el altındaki
English - English
ready
offering itself at once; at hand; opportune; convenient; near; easy
Favorites