Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
 - I thought his opinion was relevant.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
 - I asked Tom what he thought of Mary.
O çok düşünceli ve sabırlı.
 - She is very thoughtful and patient.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
 - She had a thoughtful look on her face.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
 - The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
 - The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
 - I thought we came here to discuss a new deal.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
 - I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
 - I never thought I would find a woman like you.
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
 - The very thought of snakes makes her turn pale.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
 - Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
 - It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Düşüncelerini kağıda döktü.
 - She put down her thoughts on paper.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
 - Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.
 - I thought you were raised in L.A.
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
 - I thought I told you to stay in the car.
... So as doctors, we like to think that I know your body ...
... I think you're doing fine. ...