Yağmur yağdığını anladığımda şemsiyemi aldım.
- When I realized it was raining, I took my umbrella.
Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
- I took one, and gave the other apples to my little sister.
Tüm oturma yerleri tutulmuş.
- All the seating areas are taken.
Tüm iyi koltuklar çoktan alınmıştır.
- All the good seats are already taken.
O büyük bir firma tarafından bir katib olarak alınmıştır.
- He was taken on by a large firm as a clerk.
... So let's take a look here. ...
... It did as well take ' it did as well take two weeks or so for the whole idea there being ...