Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Futbol oynamayı severim.
- I like playing football.
O, tenis oynamaya düşkün.
- He is fond of playing tennis.
Onu her ziyaret edişinizde, onu video oyunları oynarken bulacaksınız.
- Whenever you visit him, you will find him playing video games.
Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.
- When I was playing video games in the living room, Mother asked me if I would go shopping with her.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Kart oynayarak zaman öldürdük.
- We killed time by playing cards.
Tom'un oyun oynayarak ne kadar çok zaman harcadığına şaşırırdın.
- You'd be amazed how much time Tom spends playing games.
... rest of Play. ...
... board games to play. ...