Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma.
 - Don't be afraid to get your feet wet.
Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder.
 - Tom hates to get his feet wet.
Zemin ıslak görünüyor.
 - The ground seems wet.
Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
 - This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
Hava çok soğuk değildi, ama her zaman yağışlıydı.
 - It was not very cold, but it was always wet.
Seattle çok yağışlı bir iklime sahiptir.
 - Seattle has a very wet climate.
İyi ki kimse ıslanmadı.
 - Luckily nobody got wet.
Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz.
 - No one can dry another's tears without wetting his own hands.
I went out in the rain and now my clothes are all wet.