Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
- We are eating breakfast indoors.
Çocukları içeride tutun.
- Keep the kids indoors.
Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu.
- My grandparents didn't have indoor plumbing.
Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
- Nancy enjoys indoor games.
Ben kapalı yerde vakit geçirmeyi tercih ederim.
- I prefer spending time indoors.