Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
 - I had never seen a panda until I went to China.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
 - Life never ends but earthly life does.
Hafta sonları asla çalışmam.
 - I never work on weekends.
O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
 - He left Japan never to come back.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
 - Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
 - I never promised anybody anything.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
 - He never takes any notice of what his father says.
Hiçbir zaman savaşlara inanmadım.
 - I have never believed in wars.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
 - My grandparents never liked coffee with milk.