Bırak bir doları bir sentim bile yok
 - I don't have a cent, let alone a dollar.
Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
 - I was too exhausted to think, let alone study.
Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.
 - I don't like grilled fish, let alone raw fish.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
 - He can't even read, let alone write.