Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
 - The police found a dead body in an abandoned car near the park.
Uzun zaman önce terkedilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.
 - The small town, abandoned long ago, seems frozen in time.
O, terk edilmiş binaları seviyor.
 - He likes abandoned buildings.
O, terk edilmiş bir binada saklandı.
 - He hid in an abandoned building.
After her parents died, the girl felt extremely abandoned.