On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Kaptan on dokuz yaşındayken denize gitti.
- The captain went to sea when he was nineteen.
Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
- Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
Mary ağacın altında oturdu, on dokuzuncu yüzyıldan kalan eski bir kitap okudu.
- Mary sat under the tree, reading an old book from the nineteenth century.
Mary ağacın altında oturdu, on dokuzuncu yüzyıldan kalan eski bir kitap okudu.
- Mary sat under the tree, reading an old book from the nineteenth century.
Waldorf salatası on dokuzuncu yüzyıldan bir Amerikan buluşudur.
- Waldorf salad is an American invention from the nineteenth century.
... discovered in the nineteen eighties by travelers searching for a simple life ...
... and nixon in nineteen seek ...