nass

listen to the pronunciation of nass
German - Turkish
{nas} ıslak, yaş
ıslak zemin
yağmurlu hava
ısla
ıslak hacim
naß
ıslak, yaş
naß
ıslak
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Kur'ân-ı Kerim veya Hadis-i Şerifde bir iş ve mes'ele hakkında olan açıklık ve bu şekilde açık olan kelâm ve âyet. Akide
(Osmanlı Dönemi) Kat'ilik, kesinlik, açıklık. Te'vile ihtimali olmayan söz veya delil
(Osmanlı Dönemi) Bir haberi kimden aldığını söyleyerek, en nihayet o haberi ilk söyleyene kadar nakledilişi isbat etmek.Bazılarınca istihraç ve izhar mânâlarından me'huzdur. Bir şeyin belâğ ve nihayetine denir. Bundan başka: Delil, haber, seyr-i şedid, ref', hüccet, bürhan, zuhur mânalarına da gelir
(Osmanlı Dönemi) Kur'ân veya hadîsin açık ve kesin hükmü
English - Turkish

Definition of nass in English Turkish dictionary

wet
ıslatmak

Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma. - Don't be afraid to get your feet wet.

Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder. - Tom hates to get his feet wet.

wet
ıslak

Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir. - This kind of shoe is apt to slip on wet ground.

Zemin ıslak görünüyor. - The ground seems wet.

wet
{i} yağmurlu hava
wet
ıslamak
wet
-e işemek
wet
{i} isteksiz kimse
getting wet
ıslanma
wet
{s} yağışlı

Hava kesin yağışlı olacak. - The weather is sure to be wet.

Bu yağışlı havadan bıktım. - I am fed up with this wet weather.

wet
{f} içki ile kutlamak
wet
{s} hatalı
wet
ıslak,v.ıslat: adj.ıslak
wet
(İnşaat) ıslak, nemli
wet
(isim) martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse
wet
içki yasağ
wet
kim

İyi ki kimse ıslanmadı. - Luckily nobody got wet.

Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz. - No one can dry another's tears without wetting his own hands.

wet
{i} içki
English - English

Definition of nass in English English dictionary

Nass River
A river of western British Columbia, Canada, flowing about 380 km (236 mi) southwest through the Coast Mountains to the Pacific Ocean north of Prince Rupert