Turkish - English
Definition of nål in Turkish English dictionary
- nal
- {i} horseshoe
This is a horseshoe magnet.
-Bu at nalı bir mıknatıstır.
A horseshoe and a four-leaf clover bring good luck.
-At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.
- nal
- shoe
- nal kayarı
- rough
- nal kayarı takmak
- rough
- nal toplayan yarışçı
- tailender
- nal toplayanlar
- ruck
- nal çakmak
- to shoe (a horse, any hoofed animal)
- nal çakmak
- to shoe
- nal çivileri dışarıdan olan
- roughshod
- nal
- securing tabs
- Bir mıh nal kurtarır bir nal bir at kurtarır
- (Atasözü) A stitch in time saves nine
Related Terms
English - English
Definition of nål in English English dictionary
- nal
- National Aerospace Laboratories (Japan)
- nal
- National Acoustic Laboratories of Australia
- nal
- National Agricultural Library
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of nål in Turkish Turkish dictionary
- NAL
- (Osmanlı Dönemi) Şeker kamışı
- NAL
- (Osmanlı Dönemi) (E) f. İnilti, figân
- NAL
- (Osmanlı Dönemi) Kamış kalem
- NAL
- (Osmanlı Dönemi) Kamış düdük
- nal
- Oturulacak yerlerin en aşağısı
- nal
- Kuş gagası
- nal
- Sabanın ucundaki demir kısım
- nal
- At, öküz gibi hizmet hayvanlarının tırnaklarına çakılan demir parçası
- nal
- At, eşek, öküz gibi hizmet hayvanlarının tırnaklarına çakılan demir parçası
- nal
- At, eşek, öküz vb. hayvanların tırnaklarına çakılan demir parçası: "Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi."- Ö. Seyfettin
- nal
- Kayık ve motorun altındaki sivri parça
- nal
- Kamış kalem içindeki ince tel
- Nal
- nalça
- Nal
- takav
- Nal
- dağa
- sıcak nal
- Cemal Süreya'nın şiir kitabı