Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
 - We sang, danced and chatted after dinner.
Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
 - Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
Konuşmaya devam ettik.
 - We continued chatting.
Özel olarak konuşmamız gerek.
 - We need to have a chat in private.
Seninle konuşmak güzeldi.
 - It was really nice chatting with you.
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
 - You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to chat.
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
 - I would like to chat with you by e-mail.