Turkish - Turkish
Definition of meari̇c in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) (Mi'rac. C.) Mi'raclar. Merdivenler. Çıkılacak yerler
- MEARİC SURESİ
- (Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'in 70. Suresi olup Seele veya Mevaki Suresi de denir ve Mekkîdir
- Mearic 10
- (Kuran) Hiç bir dost diğer bir dostunu sormaz
- Mearic 19
- (Kuran) İnsan gerçekten pek huysuz yaratılmıştır
- Mearic 20
- (Kuran) Başına bir fenalık gelince feryat eder
- Mearic 21
- (Kuran) Bir iyiliğe uğrarsa onu herkesten meneder
- Mearic 28
- (Kuran) Doğrusu Rablerinin azabından kimse güvende değildir
- Mearic 31
- (Kuran) Bu sınırları aşmak isteyenler, işte onlar, aşırı gidenlerdir
- Mearic 32
- (Kuran) Emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler
- Mearic 33
- (Kuran) Şahidliklerini gereği gibi yapanlar
- Mearic 34
- (Kuran) Namazlarına riayet edenler
- Mearic 35
- (Kuran) İşte onlar, cennetlerde ikram olunacak kimselerdir. *
- Mearic 39
- (Kuran) Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır
- Mearic 4
- (Kuran) Melekler ve Cebrail mikdarı ellibin yıl olan o derecelere bir günde yükselirler
- Mearic 42
- (Kuran) Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar
- Mearic 5
- (Kuran) Güzel güzel sabret
- Mearic 6
- (Kuran) Doğrusu inkarcılar azabı uzak görüyorlar
- Mearic 7
- (Kuran) Ama biz onu yakın görmekteyiz
- Mearic 8
- (Kuran) Gök, o gün, erimiş maden gibi olur
- Mearic 9
- (Kuran) Dağlar da atılmış pamuğa döner