Turkish - English
Definition of mazeretler in Turkish English dictionary
- mazeret
- excuse
I'm sick of her excuses.
-Onun mazeretlerinden bıktım.
He excused himself for his bad behavior.
-Kötü davranışı için kendini mazeret gösterdi.
- mazeret
- apology
- mazeret
- justification
- mazeret
- alibi
He had a strong alibi.
-Onun güçlü bir mazereti vardı.
Do you have an alibi?
-Bir mazeretin var mı?
- mazeret
- {i} plea
- mazeret
- put-off
- mazeret
- putoff
- mazeret
- excuse, put-off
- mazeret
- allegation
- mazeret
- peg
- mazeret
- out
Tom's alibi checked out.
-Tom'un mazereti kontrol edildi.
You're out of excuses.
-Mazeretlerin tükendi.
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mazeretler in Turkish Turkish dictionary
- Mazeret
- mahna
- Mâzeret
- (Osmanlı Dönemi) TAALLÜL
- mazeret
- Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane
- mazeret
- Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür
- mazeret
- Bir kimseyi özürlü gösteren durum ya da olay
- mazeret
- Bir kimseyi özürlü gösteren durum veya olay
- mazeret
- Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür: "Kabahatime mazeret, haklı sebep aramıyorum."- A. Gündüz
Related Terms
mazeretler
Hyphenation
ma·ze·ret·lerResimler
History
Favorites