Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
 - You may be right, but we have a slightly different opinion.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
 - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Belki bana geri döneceksin?
 - Maybe you'll come back to me?
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
 - In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Sanıyorum, belki de Tom ve ben arkadaş olabiliriz.
 - I think that maybe Tom and I could be friends.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
 - Maybe you can help me.
Belki de Tom'un sorunları vardır.
 - Maybe Tom has problems.
Belki de Tom bizi anlamadı.
 - Maybe Tom didn't see us.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
 - In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
 - Maybe we can make a deal.
Perhaps you could learn a thing or two from Tom.
 - Maybe you could learn a thing or two from Tom.
Perhaps this is all you have left to do.
 - Maybe this is all you have left to do.
... And it may be that we've got to also, in some cases, ...
... perpetrator of a harm may be in one jurisdiction or one ...