English - Turkish
Definition of marry, wed in English Turkish dictionary
- get married
- evlen
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
-I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.
-For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.
- get married
- evlenmek
Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.
-For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.
Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
-I think Tom and Mary are too young to get married.
Related Terms
English - English
Definition of marry, wed in English English dictionary
- get married
marry, wed
Pronunciation
Resimler
History
Favorites