Herhangi bir soruna yol açmak istemiyoruz.
 - We don't want to cause any trouble.
Paniğe yol açmak istemiyorum.
 - I don't want to cause a panic.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
 - The accident has caused many deaths.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
 - Marriage is the main cause of all divorces.
Onun işini kaybetmesine neyin sebep olduğunu düşünüyorsun?
 - What do you think caused him to lose his job?
Durgunluk birçok işletmenin kapanmasına neden oldu.
 - The recession caused many businesses to close.
Burada iyi bir amaç için buradayız.
 - We're here for a good cause.
Bunun olmasına neden olmadın.
 - You didn't cause it to happen.
Alarm için neden olmadığını anlıyorum.
 - I see no cause for alarm.
Tom'un niyeti Mary'ye sorun yaratmak değildi.
 - Tom didn't intend to cause Mary any trouble.
O okulda iyi davranıyor ama evde sorunlara neden oluyor.
 - He behaves well in school but at home he causes problems.
O, davaya hiçbir katkıda bulunmadı.
 - He contributed nothing to the cause.
Yakında hareket artmıyordu. Birçok kişinin cesareti kırıldı ve davadan ayrıldı.
 - Soon the movement was no longer growing. Many people became discouraged and left the cause.
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
 - When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.