Birçoğu okuyamıyordu ya da yazamıyordu.
 - Most were unable to read or write.
Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
 - It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
 - There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.
 - If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life.
Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
 - Most snakes on this island are harmless.
Çoğu takımyıldızı adlarını verdikleri yaratıklara ve karakterlere benzemez.
 - Most constellations don't really resemble the creatures or characters they are named after.