The refugees barely escaped death.
 - Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.
Refugees hid under the bridge.
 - Mülteciler köprünün altında saklandı.
Tom was caught harboring a fugitive.
 - Tom bir mülteciye yataklık ederken yakalandı.
The refugees in that camp have been living from hand to mouth for a month.
 - O kamptaki mülteciler bir aydır kıt kanaat geçinmektedirler.
We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
 - Mülteciyi bir mağaraya götürdük ve fırtınanın geçmesini bekledik.
The embassy denied political asylum to foreign refugees.
 - Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.
The refugees barely escaped death.
 - Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.
Refugees in Africa are seeking help.
 - Afrikadaki mülteciler yardım arıyorlar.