He interfered with the fans.
- O, fanatiklere müdahale etti.
You should've never interfered.
- Asla müdahale etmemeliydin.
The United Nations sent troops to intervene in the conflict.
- Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
I don't want to intervene.
- Müdahale etmek istemiyorum.