Hava yumuşak ve toprak nemli.
 - The air is soft, the soil moist.
Tadashi yumuşak bir sese sahip.
 - Tadashi has a soft voice.
Tom Mary ile yumuşakça Fransızca konuştu.
 - Tom spoke softly to Mary in French.
Leyla, Sami'yi yumuşakça ağzından öptü.
 - Layla kissed Sami softly on the mouth.
O yumuşaklık hissi veriyor.
 - It is soft to the touch.
Hiç alkolsüz içeceğin var mı?
 - Do you have any soft drinks?
Tom alkolsüz içecekleri sever.
 - Tom likes soft drinks.