Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

live in a prison cell; share a jail cell; store in a honeycomb

listen to the pronunciation of live in a prison cell; share a jail cell; store in a honeycomb
English - Turkish

Definition of live in a prison cell; share a jail cell; store in a honeycomb in English Turkish dictionary

cell
{i} hücre

Tom John'un hücre arkadaşı idi. - Tom was John's cellmate.

O bir hücreye konuldu. - He was put in a cell.

cell
{i} küçük oda
cell
oda
cell
(Tıp) küvet
cell
{i} oda (manastır vb)
cell
pil

Senin cep telefonunu ödünç alabilir miyim? Benimkinin pili bitmiş. - Could I borrow your cell? Mine ran out of energy.

Pil düşük olduğunda benim cep telefonu bip sesi verir. - My cellphone beeps if the battery is running low.

cell
göze
cell
{i} toplumdan kaçan kimsenin kapandığı evi
cell
pil/gizli
cell
göze, hücre hücre
cell
{i} petek gözü
cell
(Askeri) HÜCRE: Gizli veya yıkıcı amaçlarla birlikte çalışan küçük bir bireyler grubu
cell
(spreadsheet) göz
cell
{i} göz
cell
cell wall hücre çeperi
cell
dry cell kurupadded cell çok azgın deliler için duvarları pamukla kaplanmış hücre
English - English
{f} cell
live in a prison cell; share a jail cell; store in a honeycomb
Favorites