Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
- My father converted a garage into a study.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Öğrenmek için her gün okula gider.
- He goes to school to study every day.