Turkish - English
Definition of lütufta in Turkish English dictionary
- lütuf
- grace
He said grace before eating.
-O yemeden önce lütuf dedi.
- lütuf
- favor
- lütuf
- favour
- lütufta bulunarak
- condescendingly
- lütufta bulunma
- (Hukuk) favour MMMM
- lütuf
- blessing
We consider it a blessing.
-Biz onu bir lütuf olarak kabul ediyoruz.
- lütuf
- {i} kindness
- lütuf
- (Kanun) gratification
- lütuf
- mercy
- lütuf
- smile
- lütuf
- complaisance
- lütuf
- boon
- lütuf
- favour [Brit.]
- lütuf
- kindness, kind deed; favor
- lütuf
- kindness, grace, boon, blessing, favour, favor
- lütuf
- kindliness
- lütuf
- condescension
- lütuf
- beneficence
- lütuf
- loving
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of lütufta in Turkish Turkish dictionary
- LÜTUF
- (Osmanlı Dönemi) Güzellik, hoşluk
- LÜTUF
- (Osmanlı Dönemi) İyilik, iyi muâmele
- LÜTUF
- (Osmanlı Dönemi) Rıfk ve nevâziş. İltifatla mülâyemet üzere muâmele eylemek. Allah (C.C.) Hazretlerinin kullarını rıfk ve sühuletle murâdına muvaffak eylemesi
- lütuf
- Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet
Related Terms
lütufta
Hyphenation
lü·tuf·taResimler
History
Favorites