Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
 - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
What is the exchange rate for dollars now?
 - Şimdi dolar için döviz kuru nedir?
I'd like to know the exact exchange rate for yen.
 - Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.
In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
 - Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
I hate so-called 30 days language courses.
 - Sözde 30 günlük dil kurslarından nefret ediyorum.
Let's establish some ground rules.
 - Bazı temel kurallar belirleyelim.
Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271.
 - Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.
You aren't really going to get rid of your classic car, are you?
 - Klasik arabandan gerçekten kurtulmayacaksın, değil mi?
Tom was daydreaming in class.
 - Tom sınıfta hayal kuruyordu.
The education in that institute is simply pathetic.
 - O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.
The research institute was established in the late 1960s.
 - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
Our school was founded in 1990.
 - Okulumuz 1990'da kuruldu.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
 - Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Tom had solar panels installed on the roof of his house.
 - Tom çatısına güneş paneli kurdurdu.
The world's first parking meter was installed in Oklahoma City in 1935.
 - Dünyanın ilk parkmetresi 1935 yılında Oklahoma'da kuruldu.
Full body scanners were installed at the airport.
 - Havaalanına tam beden tarayıcıları kuruldu.
This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.
 - Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.
The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
 - Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
A committee has been set up to investigate the problem.
 - Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
All the passengers were saved from drowning.
 - Bütün yolcular boğulmaktan kurtarıldılar.
They were rescued by a passing ship.
 - Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
It took us half an hour to set up the tent.
 - Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
I'll set the alarm for seven o'clock.
 - Alarmı yediye kuracağım.
Bush put together a hard-working team.
 - Bush çalışkan bir ekip kurdu.
Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
 - Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
The school was established in 1650.
 - Okul, 1650'de kuruldu.
Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271.
 - Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.
Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly.
 - Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.
Everyone has the right to freedom of peaceful assembly and association.
 - Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
 - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
 - Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
 - Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
 - Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.
 - Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.
Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
 - Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
He tried wooing her with love poems.
 - O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.
This is as heavy as lead.
 - Bu kurşun kadar ağır.
No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!
 - Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!