kufe

listen to the pronunciation of kufe
German - Turkish
Turkish - Turkish
islamlığın erken dönemlerinde ırak'ta kurulan iki büyük kent
Fırat ırmağında kullanılan içi ve dışı ziftle kaplı yuvarlak bir sepetten oluşan bir tür sandal
KÛFE
(Osmanlı Dönemi) Kızıl kum
KÛFE
(Osmanlı Dönemi) Kızıl kumlu bir yerin adı ki o sebebten "Kûfe" diye isim verilmiştir
English - Turkish

Definition of kufe in English Turkish dictionary

ski
{f} kaymak

Kaymak çok eğlenceli. - Skiing is a lot of fun.

Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil. - I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.

ski
skiingkayak yapma
ski
kayakçılık

Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir. - According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.

Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir. - Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.

ski
ski lift kayak çıkılan tepeye çıkaran teleferik
ski
ski jump kayakçının yaptığı sıçrama veya atlama
ski
kayak yap

Kayak yaparken bacağımı kırdım. - I broke my leg skiing.

Kayak yaparken bacağımı kırdım. - I broke my leg while skiing.

ski
skierkayakçı
ski
kayak kaymak
ski
{f} kay

Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum. - I want to buy a pair of ski boots.

Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim. - I may go skiing at Zao next month.

dye vessel
boya kabı
ski
kayak

Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim. - I prefer swimming to skiing.

Kayak yaparken bacağımı kırdım. - I broke my leg while skiing.

ski
kayak yapmak

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim. - Last winter, I went to Canada to ski.

Ebeveynlerim her kış kayak yapmaktan hoşlanır. - My parents enjoy skiing every winter.

ski
{i} ski
skid
tekerlek altına takoz koymak
German - English
vat
sledge runner
skid
ski
dye vessel
sliding shoe
bottom runner
Kufe (Schlittschuh)
blade