Turkish - English
Definition of kot kot in Turkish English dictionary
- kot
- denim
I've been wearing this denim jacket for 15 years now.
-Bu kot ceketi 15 yıldır giyiyorum.
- taşlanmış kot
- Stoned jeans
- kot
- denim; jeans
- kot
- denim skirt
- kot
- jeans
Tom was wearing a blue shirt and blue jeans.
-Tom mavi bir gömlek ve mavi kot pantolon giyiyordu.
In 1853, the first blue jeans came out.
-İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı.
- kot
- Jean
She usually wears jeans.
-O genellikle kot pantolon giyer.
Franco has blue jeans.
-Franco'nun mavi bir kot pantolonu var.
- kot
- (a pair of) jeans, blue jeans, or denims (trousers)
- kot farkı
- rise
- kot iş tulumu
- denims
- kot kumaş
- tick
- kot kumaşı bir şey arıyorum
- I want something in denim
- kot pantolon
- jeans
Franco has blue jeans.
-Franco'nun mavi bir kot pantolonu var.
Jeans go with everything.
-Kot pantolonlar her şeyle gider.
- kot rica ediyorum
- I would like a pair of jeans
- siyah kot
- ground elevation
- üst kot
- top elevation
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kot kot in Turkish Turkish dictionary
- taşlanmış kot
- Sert bir yüzeye sürtülerek yer yer rengi açılmış ve kullanılmış görünümü verilmiş kumaş
- kot
- Giysi yapılan bir tür pamuklu kumaş
- kot
- Yörelere göre değişen ölçüde tahıl alabilen, tahtadan yapılmış bir ölçek
- kot
- Yükseklik
- kot
- Temel ile zemin arasındaki yükseklik
- kot
- Bir noktanın, seçilen bir karşılaştırma yüzeyine göre yükseltisi
- kot
- Altı okka mısıra denk gelen ölçü birimi
- kot
- Bir sınıflandırma işlemi için kullanılan simge
- kot
- Bir bilgiyi gösteren simgeler dizisi
- kot
- Bu kumaştan yapılan (giysi)
- kot
- Bir tür pamuklu kumaş
- kot
- Tahtadan yapılan, değişik ölçüde tahıl alabilen bir ölçek
- kot
- Mısır ve fasulye ağırlığını ölçmeye yarayan beş kiloluk ölçek
Related Terms
kot kot
Pronunciation
Resimler
History
Favorites