Definition of korsan in Turkish English dictionary
- pirate
In the sixteenth century Turkish and Spanish pirates often encountered in Mediterranean Sea.
-16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler
They called President Roosevelt a pirate.
-Başkan Roosevelt'e bir korsan dediler.
- filibuster
- freebooter
- privateer
- corsair
- pirate, corsair
- (gemi) pirate; (uçak) hijacker
- rapparee
- hacker
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
-Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
Many people are unable to comprehend the actions of hackers.
-Birçok kişi bilgisayar korsanlarının eylemlerini anlayamıyor.
- pirated, piratical, unlawful, illegal: korsan baskı pirated edition
- viking
- rover
- buccaneer
- picaroon
- hijacker
The armed hijackers terrified the passengers.
-Silahlı hava korsanları yolcuları dehşete düşürdü.
The hijackers were from Middle Eastern countries.
-Hava korsanları orta doğu ülkelerindendi.
- sea rover
- to pirate
- skyjacker
- korsan kasetçilik
- piracy
- korsan plakçılık
- piracy
- korsan cd
- pirate cd
- korsan kopya
- (Bilgisayar,Kanun) pirated copy
- korsan yazılım
- (Bilgisayar) pirated copy
- korsan yazılım
- (Bilgisayar,Kanun) pirated software
- korsan gemisi
- pirate ship
- korsan albüm
- counterfeit album
- korsan albüm
- (Kanun) pirated album
- korsan albüm
- bootleg album
- korsan albüm
- pirate album
- korsan baskı
- piratical edition
- korsan baskı
- pirate edition
- korsan bayrağı
- pirate flag
- korsan bayrağı
- jolly roger
- korsan bayrağı
- blackjack
- korsan bayrağı işareti
- skull and crossbones
- korsan dinleyici
- pirate listener
- korsan gemisi
- pirate
We could see what we thought was a pirate ship in the distance.
-Uzakta bir korsan gemisi olduğunu düşündüğümüz şeyi görebiliyorduk.
- korsan gemisi
- picaroon
- korsan gemisi
- corsair
- korsan gömleği
- puffy shirt
- korsan gösteri
- pirate demonstration
- korsan hikayesi
- pirate story
- korsan kaset
- pirate album
- korsan kaset
- bootleg album
- korsan kaset
- counterfeit album
- korsan kayıt
- pirate record
- korsan martı
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yırtıcı martıgiller) great skua
- korsan miting
- pirate demonstration
- korsan radyo
- pirate transmitter
- korsan radyo
- (Askeri) clandestine radio
- korsan radyo
- pirate radio station
- korsan radyo istasyonu
- pirate radio station
- korsan satış yapan
- (Ticaret) bootlegging
- korsan satış yapma
- (Ticaret) bootlegging
- korsan ticaret
- (Ticaret) illicit trade
- korsan verici
- pirate sender
- korsan yayımcı
- pirate publisher
- korsan yayın
- (Politika, Siyaset) pirated broadcast
- korsan yayın yapan kimse
- pirate
- korsan çalışan araç
- pirate
- korsan ürün
- knockoff
- korsanlar
- pirates
- korsanlar
- pırates
- hükümet izniyle savaşan korsan gemisi
- captor
- hükümet izniyle çalışan korsan gemi
- privateer
- hükümet izniyle çalışan korsan gemi tayfası
- privateer
- kutup korsan martısı
- (Hayvan Bilim, Zooloji) stercorarius parasiticus
Related Terms
Definition of korsan in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Başkaların haklarını zor kullanarak yiyen kimse
- (Osmanlı Dönemi) Bir hakkı izinsiz olarak kullanan
- (Osmanlı Dönemi) itl. Deniz haydutu. Deniz eşkiyası
- Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse
- Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı: "Bu adayı ilk defa Portekizli korsanlar bulmuşlar."- S. F. Abasıyanık
- KORSAN GEMİSİ
- (Osmanlı Dönemi) Deniz hırsızlığı ve korsanlık yapan gemiler. Düşman gemilerini basarak mallarını alan bir devletin donanma gemilerine de aynı ad verilirdi