kontinuierlich

listen to the pronunciation of kontinuierlich
German - Turkish
sürekli temel
kesintisiz olarak
English - Turkish

Definition of kontinuierlich in English Turkish dictionary

continuous
devamlı

Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor. - The consumerist society contributes to a continuous increase in the amount of household waste.

continuous
{s} sürekli

Kuzey rüzgarı bütün gün sürekli esti. - The north wind blew continuously all day.

Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır. - In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.

sustained
{s} sürekli

kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir. - Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things.

continuous
{s} aralıksız

Yağmur üç gün boyunca aralıksız yağdı. - It rained continuously for three days.

continuous
(Bilgisayar) sürekli yazıcı
sustained
{s} başından sonuna kadar aynı güçle sürdürülen
continuous
continuously mütemadiyen
continuous
(Tıp) Devamlı, fasılasız
continuous
{s} devam eden
continuous
aynı sayfa
continuous
(printer) sürekli (yazıcı)
continuous
{s} zincirleme
progressional
ilerlemeyle ilgili
sustained
güçlü tut
sustained
{s} devamlı
sustained
{s} uzatmalı