German - Turkish
Definition of ketten in German Turkish dictionary
- {'ketın} zincirlemek
- zincirlemek
- v. 'ketın zincirlemek
English - Turkish
Definition of ketten in English Turkish dictionary
- chain
- (Mühendislik) zincir
George köpeğine bir zincir taktı.
-George put a chain on the dog.
Köpek zincirlenmelidir.
-The dog should be on a chain.
- chain
- {i} sınırlama
- chain
- {f} kayıt altına almak
- chain
- {i} silsile (dağ)
- chain
- {i} silsile
- chain
- (Askeri) kod serisi
- chain
- {f} zincirle bağla
Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
-Sami shackled Layla with a chain.
- chain
- elini kolunu bağlamak
- chain
- zincirlemek
Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum.
-I want to chain myself to that tree.
- chain
- zincirle bağlamak
- chain
- {f} zincire vurmak
- chain
- {i} ölçme zinciri
- chain
- seri
- chain
- chain belt zincir kayış
- chain
- {f} zincirle
Köpek direğe zincirlendi.
-The dog was chained to the post.
Isırmasın diye köpeği zincirlesen iyi olur.
-You had better chain up the dog so that he won't bite.
- chain
- (isim) zincir, dizi, silsile, boyunduruk, sınırlama, ölçme zinciri
Related Terms
German - English
Definition of ketten in German English dictionary
- multiples
- ranges
- chain stores
- chains
- tethers
- multiple-shops
- chain
I want to chain myself to that tree.
-Ich möchte mich an diesen Baum ketten.
My chain-saw is broken.
-Meine Kettensäge ist kaputt.
- Markow-Ketten
- Markov chains
- Markowsche Ketten
- Markov chains
- Schäkel für Ketten
- clevis
- Schäkel für Ketten
- chain joint
- Sträflingskolonne (in Ketten)
- chain gang
- jdm./etw. die Ketten/Fesseln abnehmen
- to unshackle
- rasseln (Ketten)
- to clank
- zwischen den Ketten
- interchain